Muş’ta 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü kapsamında çeşitli programlar düzenledi.
Muş Valiliği tarafından Belediye Meydanında düzenlenen anma programı saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı.
İlk olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayın görüntüsü ekrana getirilirken, ardından 15 Temmuz şehitleri kısa film gösterimi gerçekleştirildi. Daha sonra, kentte düzenlenen yarışmalarda dereceye giren sporcular, Vali İlker Gündüzöz tarafından ödüllendirildi. Sancak koşusunda derece alan sporcu, sancağı Vali İlker Gündüzöz’e teslim etti.
Düzenlenen anma etkinliğine Muş Valisi Doç. Dr. İlker Gündüzöz, Belediye Başkanı Feyat Asya, İl Garnizon Komutanı Piyade Albay Serhat Ulucan, vali yardımcıları, İl Emniyet Müdürü Ahmet Arıbaş, kamu kurum amirleri, askeri erkan, siyasi parti temsilcileri polis ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Programda bir konuşma yapan Vali Doç. Dr. İlker Gündüzöz, milletin zoru kolay kılma özelliğine sahip olduğunu belirterek; Bugün burada 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Gününü kutlamak için toplanmış bulunuyoruz. Bundan 6 yıl öne 15 Temmuz günü bu millet bir tarih yazdı. O tarihte ben Ankara’da genel müdürlükte görevliydim. Muş’ta da, Ankara’da olduğu gibi bizim vatandaşımız birlik ve beraberlik içerisinde bu hainlere karşı bu meydanda toplandılar, bunu biliyorum. Bu memleketi zor zamanlarda her zaman milletin ferasetiyle bir araya gelip zoru kolay kılma gibi bir özelliği var. Bu dünyada başka bir millette yok. Onun için topu tüfeği olmadığı, en fakir olduğu günde bile şu şanlı bayrağı bu millet yere indirmemiştir. Ezanları bu gök kubbede susturmamıştır. Bizim tarihimiz açısından yaz ayları önemlidir. Tabi tarihi olaylar yaz kış dinlemez ama bu milletin gelişmesinde ve bugüne gelişindeki tarihi serüven de yaz aylarının ayrı bir önemi vardır. Bizim Anadolu’yu yurt edindiğimiz tarih Malazgirt meydan savaşıdır ve bu savaşın zafer tarihi 26 Ağustos 1071’dir. 26 Ağustos’ta Anadolu ebedi bizim milletimizin vatanı olmuştur. Tabi tarihimizde zaman zaman dış güçlerin organizasyonuyla, içerideki hainlerinde işbirliğiyle sıkıntılı günleri yaşamışızdır. Tarihten alacağımız çok dersler vardır.
“BU HESAP BU DEĞERLİ COĞRAFYADA BU MEMLEKETİ ESARET ALTINA ALMAKTIR”
15 Temmuz gecesi yapılan hesabın memleketi esaret altına almak olduğunu belirten Gündüzöz; “Yine bu yaz aylarının bizim için acı tarafları da vardır. 10 Haziran 1920’de devletimiz parçalayan, milletimizi esaret alan Serv Antlaşması imzalanmıştır. Ama yine bu millet el birliğiyle kazma kürekle annelerin sırtında bomba taşımak suretiyle milli mücadelede destan yazmıştır. 24 Temmuz 1923 bu Cumhuriyettin önemli antlaşmalarından olan Lozan Antlaşması kabul edilmiştir. Genç Cumhuriyetin ilk adımı atılmıştır. 15 Temmuzda büyük bir hesap var. Bu hesap bu değerli coğrafyada bu memleketi esaret altına almaktır. Yine bir yaz ayı ama düşman yine uyumuyor, birde uyanık içeriden devşirdiği bazı hainlerle bir isyan ayaklanma başlatmaya çalışıyor. Ama üç beş çapulcunun hareketinden öteye gidemiyor. Neden? İşte bunun cevabı Ankara’da Kızılay Meydanında, Muş’ta bu meydanda memleketin pek çok yerinde meydanlarda ve İstanbul’da hava meydanında, Boğaziçi Köprüsünde bu millet göğsünü siper etti. Şehitler verdi. O şehitleri Demokrasi kahramanlarını minnetle, şükranla ve rahmetle anıyoruz” dedi.
“BİZ MANEVİYATIMIZI, DİNİMİZİ AYAKLAR ALTINA ALDIRMAYIZ”
Vali Gündüzöz, konuşmasının devamında, maneviyatı ve dini ayaklar altına aldırmayacaklarını vurgulayarak; “Gazilerimizi şükranla anıyoruz. Onlar başımızın tacı. Birilerinin hesap etmediği bir şey var, o da bu milletin feraseti, bu milletin şahadet şeklinde kabul ettiği o ölüme savaşın içerisine yürüyerek gitmesi. Evladını toprağa verirken vatan sağ olsun diyen annelerin babaların olması. İşte bu noktada hesap etmediği karşılarına çıktı. Peygamber ocağına sızmış, çeşitli kurumlara sızmış hainler emellerine ulaşamadı. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde riayetinde onun çağrısıyla Ankara’da İstanbul’da Muş’ta bir millet sokaklardaydı. Bir millet bu memleketi vermedi, vermeyecek. Unuttukları bir şey var, bazı olaylar ve bazı milletler tarihlerde geçer ama bu aziz millet tarihin kendisini yazar. Onun için biz çok güçlüyüz, bizim topumuz, tüfeğimiz fabrikamız olmasa da biz maneviyatımızı, dinimizi ayaklar altına aldırmayız. Biz yaşadıkça, bu aziz milletin tek bir ferdi hayatta oldukça bu kutsal memleketi yabancıya, düşmana çiğnetmeyeceğiz, bayrağı gönderden indirmeyeceğiz, kutsal ezanımızı susturmayacağız” şeklinde konuştu.
“KÖTÜ EMELLERİNİ NİHAYETE ERDİREMEDİLER”
Programda bir konuşmada Belediye Başkanı Feyat Asya yaparak, 15 Temmuz’u yapanların kötü emellerini nihayete erdiremediklerini belirterek; “5 yıl önce bugün, Türk Silahlı Kuvvetlerimizin içine sızmış asker kılıklı teröristler tarafından ülkemize ihanet edildi. Bu ülkenin onurlu halkına bombalar yağdırıldı, kurşunlar sıkıldı. Tanklarla, toplarla her tarafı yerle yeksan etmenin hesapları yapıldı. Ancak Allah’ın hesabının üzerinde hesap olmayacağını bilemediler. Kötü emellerini nihayete erdiremediler. Bu yürekli halkın vatanını namusu gibi koruyacağını düşünemediler. Yüreklerini tanklara, kurşunlara siper edeceklerine zerre ihtimal edemediler. Millet olarak o gece herkes kendi bölgesinde adeta etten duvar ördü. Rabbim cesaret ve güç verdi, hainler bertaraf oldu elhamdülillah. Kendi yerelimizde de vatandaşlarımız Cumhurbaşkanımızın çağrısından önce milli iradesine sahip çıkmak için sokaklara çıkarak tepkisini ortaya koymuştur. Aynı şekilde bu yürekli halk 27 gün boyunca ülke genelinde olduğu gibi Muş’ta da sokakları boş bırakmayarak adeta dünyaya meydan okumuştur” dedi.
“BU YAPIYLA BAŞA ÇIKABİLMEK İÇİN CESARETLİ, KARARLI VE İRADELİ OLDUK”
15 Temmuz’daki yapıyla başa çıkabilmek için cesaretli, kararlı ve iradeli olduklarını dile getiren Başkan Asya; “O karanlık gecede sokaklara, meydanlara akın edenler kendilerini feda etmek üzere çıktılar. Vatansız kalmamak için, hain zihniyetin destekçilerinin sömürgesi altında kalmamak için ölümü göze aldılar. Siyasetin, askeriyenin, güvenliğin, yargının en küçük birimlerine kadar sızmış, devleti ve toplumu tepeden tırnağa çepeçevre kuşatmış yalancı ve yabancı bir yapıyla karşı karşıya kaldık. Bu yapıyla başa çıkabilmek için cesaretli, kararlı ve iradeli olduk, olmaya devam edeceğiz. Bu tür yapılara karşı asla zaafa düşmemeliyiz. Onları hafife almamalıyız. Aksi takdirde çok pahalı bedeller ödemek zorunda kalabiliriz. Yeniden kurulan bir dünyada Ortadoğu’nun kadim halkları olarak irademizin emperyalizmin, siyonizmin güdümüne girmesine izin vermemeliyiz. Yeniden varoluş öykümüzü bu kirli ve kanlı kalemlerin yazmasına rıza göstermemeliyiz. Bu karanlık güçlerin halen fırsat kolladığını unutmamalıyız” şeklinde konuştu.
