MUŞ BAROSUNDA BAYRAK DEĞİŞİMİ

MUŞ BAROSUNDA BAYRAK DEĞİŞİMİ

Muş Barosu Başkanlığı 9. Olağan Genel Kurulu seçimini gerçekleştirdi. 3 adayın yarıştığı seçimde Kadir Karaçelik, 139 üyenin kullandığı 61 oyu alarak başkan seçildi

Muş Barosu 9. Olağan Genel Kurul Seçimini Muş Ticaret ve Sanayi Odası (MUŞ TSO) konferans salonunda gerçekleştirdi. Koronavirüs tedbirleri kapsamında yapılan genel kurula Kadir Karaçelik, Hamit Soysal ve Zahit Söylemez aday oldu. Toplamda 143 üyenin oy kullandığı seçimde 139 oy geçerli sayıldı.

Yönetim, disiplin ve denetleme kurulu ile Türkiye Barolar Birliği delegeleri için sandık başına giden Muş Barosu üyeleri saygı duruşu ve divan kurulunun seçimi ile başladı. MUŞ TSO konferans salonunda saat 14.00´te başlayan oy verme işlemi 17.00´ye kadar devam etti. Geçerli 139 oyun 61’ini Kadir Karaçelik, 53’ünü Hamit Soysal ve 25’inini de Zahit Söylemez aldı. Seçim öncesi 3 aday üyelere seslenerek projelerini anlattı.

Genel kurulun açılış konuşmasını mevcut başkan Feridun Taş yaparak adaylara başarılar diledi. 3 adayın seçim kampanyasını seviyeli ve düzeyli yürüttüklerini vurgulayan Taş, Baro Başkanlığı seçiminin önemine dikkat çekti.

Baro Başkanlık seçinin koronavirüs tedbirleri kapsamında birkaç kez ertelendiğini belirten Taş, yapılan 9. Olağan Genel Kurul toplantısının hayırlar getirmesini temennisinde bulunarak; “Değerli arkadaşlarım bugün burada 3 arkadaşımız baro başkanı adayı ve birçok arkadaşımızda diğer organlara seçilmek üzere aday olmuşlardır. Biz baro yönetimi olarak aday olan üç arkadaşımıza da ve diğer organlara aday olmuş olan bütün arkadaşlarımıza başarılar diliyoruz. Değerli arkadaşlarımın öncelikle şunu belirtmeliyim ki bu seçim sürecinde 3 arkadaşımızda bu kampanyayı bence seviyeli ve düzeyli yürüttüler. Yani kendilerine yakışır bir şekilde propagandalarını yaptılar. Sonuç olarak da bugün burada sizin karşınızda sizden destek talep etmektedirler. Biz baro yönetimi olarak aday olan arkadaşlarımıza bu düzeyli ve seviyeli seçim kampanyasını düzeyli ve seviyeli yürüttükleri için ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Baro seçimleri Muş’ta çok önem atfedilen bir seçim oluyor.”

“ŞEFFAF, ADİL VE DÜRÜST BİR BARO YÖNETİMİ OLARAK GÖREVİMİZİ YAPMAYA ÇALIŞTIK”

Süreç içerisinde üyeler ile birlikte Muş Barosunu yönettiklerini belirten Taş, şeffaf, adil ve dürüst bir baro yönetimi yapmaya çalıştıklarını vurgulayarak; “Bazı sorunlarda yaşayabiliyoruz. Biz avukatlar olarak demokrasiyi en iyi anlayan daha farklı olarak da toplumun en önde olan insanları en donanımlı insanları olarak bu seçimi kendimize yakışır bir şekilde yapmalıyız. Seçimde kaybetmek kadar kazanmak da var. Kazanmak kadar kaybetmek de var. Dolayısıyla bugün burada sonuç ne olursa olsun bütün arkadaşlarımda şunu istiyorum. Kaybedenler kazananları tebrik edebilmelidir. Bize yakışan da budur. Seçim avukatlar için bu kadar önemli bir meseledir. Ama demokrasiyi önce bizim içselleştirmemiz gerekiyor. Dolayısıyla burada herhangi bir gerginliğe sataşmaya mahal vermeden kendimize yakışır bir şekilde genel kurulumuzu yapıp hem Muş’a hem de arkadaşlarımıza örnek olmalıyız. Süreç içerisinde arkadaşlarım ile birlikte baroyu yönettik. Bizim şeffaf adil ve dürüst bir baro yönetimi olarak görevimizi yapmaya çalıştık. Tabi burada mutlaka eksikliklerimiz olmuştur. Ama elimizden geldiği kadar biz kendimizi bu işe kattık ve arkadaşlarımıza hizmet etmeye çalıştık. Tabi ki eksikliklerimiz olmuştur. Yaptıklarımız veya yapamadıklarımız olmuştur. Bu sebeple hepinizden ayrı ayrı helallik istiyorum. Sevgi ve saygılarımızı sunuyoruz” şeklinde konuştu.

“DEMOKRATİK HUKUK DÜZENLERİNİN YEGÂNE SON LİMANI HUKUK VE YARGIDIR”

Seçim öncesi bir konuşmada Kadir Karaçelik yaparak üyelere seslendi. Demokratik hukuk düzenlerinin son limanının hukuk ve yargı olduğunu vurgulayan Karaçelik konuşmasını şöyle sürdürdü; “Genel Kurul Divanını ve Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum. Kongreler yenilenme bir süreç değerlendirmesi, yeni biz vizyon oluşturma, yeni bir dönem inşası için bir fırsat, zorunluluk ve bir ihtiyaçtır. Zor zamanlardan geçiyoruz. Bugün gördüğünüz üzere pandemi sürecinin etkisi ile bir genel kurul gerçekleştiriyoruz. Pandemi süreci bütün ilişkilerimizi yaşam ritüellerimizi klişelerimiz ve ezberlerimizi alt üst etti. Haliyle üretim ilişkilerinden tutun aktüel yaşamımıza kadar bir dizi değişime sebep oldu. Bu çarpıcı uyaranlar yaşadığımız sistemi daha fazla sorgular hale getiriyor. Böylesi krizler sonrası insan onurunu ve sağlığını önceleyen sitem tartışması daha fazla derinleşecektir diye düşünüyorum. Peki böylesi bir trajik dönemi yaşarken insan hakları adalet ve hukuk konularında ne durumdayız. Dünya ve ülke endekslerine baktığımız zaman hiç de iç açıcı durumlarda değiliz. Maalesef insan hakları ile acımasızlık beklediğimiz aksine hiçte hızını düşürmedi. Barış içinde yurdunda yaşama ve mülteci krizi başta olmak üzere tüm dünya sisteminin insan hakları esprisinin sarsıldığını düşünüyoruz. Dolayısıyla buradan düşünmeye başlarsak çözüm sürecini de doğru başlatacağız diye düşünüyoruz. Demokratik sistemlerin ve kültürlerin garantörü, demokratik hukuk düzenleridir. Demokratik hukuk düzenlerinin yegâne son limanı hukuk ve yargıdır. Tarafsız ve bağımsız yargıdır. Buda hukuki güvenlik demektir. Hukuki güvenlik yatırım, refah insan hakları, ifade hürriyeti ve özerk bilim yuvaları demektir. Dolayısıyla yurttaş ile devlet arasındaki psikolojik aidiyet bağını besleyen ve geliştiren şey temel hak ve özgürlüklerdir. Temel hak ve özgürlükler kural olmaktan çıkıp bir istisnaya dönüştüğü an hukuk ölümcül bir makineye dönüşür. Yargı faaliyetinin iki önemli ayağı hâkimler ve savcılar açısından yargının bağımsız ve tarafsızlığı acılar içinde kıvranırken sıra an itibariyle savunmaya gelmiş durumdadır. Daha önceki süreçlerde baroların finans kaynakları ile uğraşıldı. Şimdi ise baroların yeni yasalarla yasal düzenlemelerle politik operasyonların haline geldi. Savunma insanlık tarihinde önemli bir rol üstlenmiştir. Toplumsal gelişmeye katkı sunmuştur. Büyük bir birikime sahiptir. Savunmanlık itibarlık mesleğidir. Savunmanlık insan hakları demektir. Haliyle barolar tarihsel süreç içerisinde hak ve hakikat mücadelesinin kalesi olmuşlardır. Herkes için adaleti savunmuşlardır.”

“DEDİK YA ENDİŞELİYİZ ENDİŞELERİMİZDE DE HAKLIYIZ”

Karaçelik konuşmasının devamında avukatların davaları ile özdeşleştirilmesine dikkat çekerek; ”Savunma tehlikede ise hiçbirimiz güvende değiliz. Toplumun hiçbir ferdi güvende değildir. Hukuk ve adalet adına endişeliyiz. Avukatlar aldıkları davalarla özdeşleştirilmeye çalışılmaktadır. Bizler cinayet zanlılarına hukuki yardım sunarken katilliği savunmuyoruz. Bizler örgüt üyesi iddiası ile yargılanan insanlara hukuki yardım sunarken örgüt üyeliğini meşrulaştırmıyoruz. Bizler uyuşturucu kullanıcısı yâda ticareti ile uğraşanlara hukuki yardım verirken müptezelliği meşrulaştırmıyoruz. Haliyle mesleğimizi bağlamından çıkarma çabası beyhude bir çabadır diye düşünüyoruz. Dedik ya endişeliyiz endişelerimizde de haklıyız. Tecavüzcülerin tutuklamaya değil Twitter’a sevk edildiği bir ortamda, her geçen gün artan kadın cinayetlerine karşı sanıkları ödüllendiren kararlar adına endişeliyiz. Fikir hürriyetinin prangalandığı ortamda endişeliyiz. Bazı zümrelere karşı uygulanan cezasızlık kültürüne karşı endişeliyiz. Bütün bu endişeler adına Muş Barosu olarak önceki yönetimlerden devir alacağımız mirası bir adım ileriye taşımak adına yönetmeye adayız diyoruz. Önceki başkanların emeği mesaisi ve fedakârlıkları için kendilerine teşekkür etmek istiyorum. Çünkü her biri hakikaten özel yaşamlarından aile yaşamından ve iş yaşamından ciddi fedakârlıklar gerçekleştirmek suretiyle bunu yaptılar. Bu noktada kendilerinin tecrübe birikiminden de faydalanmaya da devam edeceğiz” dedi.

“BÖYLESİ ONURLU BİR MAKAMA TALİP OLMANIN KAYGISINI ÇOK DERİN YAŞADIM”

Seçimin ikinci fazla oy alan adayı Hamit Soysal da üyelere yaptığı konuşmada şunları söyledi; “Sayın divan, sayın baro başkanım kıymetli baromuz eski başkanları ve çok değerli meslektaşlarım hepinizi selamlıyorum. Huzurunuza çıkarak haddimi aştığımın farkındayım. Referansların, aidiyetlerin, mensubiyetlerin, kimliklerin ve etiketlerin olmadan bir yerlere gelmenin çok zor olduğu ve yine bunlar olmaksızın bulunduğu pozisyonu sadece yetenek ve kabiliyeti ile koruyacakları sayısının çok az olduğu bu dönemde bilgi sahi olmadan söz sahibi olmanın çok yaygın olduğu bu dönemde üst kimliklerin beslenip, bireye yatırımın yapılmadığı bireydeki kalite ve niteliğin hiçbir öneminin olmadığı bu dönemde böylesi onurlu bir makama talip olmanın kaygısını çok derin yaşadım” ifadelerini kullandı.

“BENİM İÇİN KİŞİ VE MESLEK ONURU HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR”

Daha önce iki dönem baro başkanlığı yapan Zahit Söylemez ise konuşmasında kişi v e meslek onurunun her şeyden önce geldiğini kaydederek; “2007 -2014 yılları arasında iki dönem baro başkanlığı yaptım. Bu başkanlık yaptığım her iki dönemde de başkanlık yaptığım her iki dönemde de şahit olan meslektaşlarım bilirler ki baroda kardeşlik bi,rlik ve beraberlik ruhunun hakim olması için çabaladım. Gruplaşma olmaması için elimden gelen tüm gayreti sarf ettim. Bunda da başarılı olduğuma inanıyorum. Meslek ve meslektaşlarımın ilerlemesi benim için tarihsel bir amaçtır. Bunu sağlamak adına görev yaptığım süreler boyunca eşit özverili bir şekilde çalışarak hizmet yaptım. Benim için kişi ve meslek onuru her şeyden önce gelir. Bu düşünceden yola çıkarak göreve geldiğim 2000 yılında bir plan ve program çerçevesinde sorunlarımız gidermek için kolları sıvadık” şeklinde konuştu.

61 oy alarak Muş Baro başkanlığına seçilen Kadir Karaçelik’in yönetimine Yücel Demirel, Sinan Özen, Fatma Zehra Özmen, Ünal Yeler, Kadir Azak, Bulut Genç, Metin Güllü ve Ruken Güven seçildi.




ASYA: “BELEDİYEMİZE ÖNEMLİ BİR KAYNAK KAZANDIRMIŞ OLACAĞIZ”

ALTUNKUM’DAN SINAV KAYGISI ÖNERİLERİ

AKÇİÇEK, BALKAN VE AVRUPA ŞAMPİYONALARINA HAZIRLANIYOR

HAYVANCILIK İÇİN SİLAJLIK SOYA PROJESİ ELE ALNDI

ÖĞRENCİLERE MOTİVASYON VE KARİYER SEMİNERİ

MALAZGİRT’TE DOĞALGAZ ÇALIŞMALARI BAŞLADI

POLAT: “ÜNİVERSİTEMİZİN BAŞARILARINA BAŞARI KATMASI, YARINLARIMIZ İÇİN UMUT VAAT ETMEKTEDİR”