Doç. Dr. Zeliha Tekin


ASLA VAZGEÇME DENEMEYİ GÖZE AL

TEKİN’CE KÖŞE YAZISI


Kral, bir gün etrafındaki insanları vereceği önemli bir görev için sınamak istemiş ve ahalisinden güçlü ve akıllı olanlarına, görüp görülebilecek en büyük kapının önünde seslenmiş: “Siz akıllı ve güçlü olan insanlar, benim büyük bir sorunum var ve bu sorunu kim çözebilecek görmek, bilmek istiyorum. Karşınızda krallığımın en büyük ve en ağır kapısı var. Hanginiz bu kapıyı açabilirsiniz?” Saray çalışanlarından bir kısmı “kesinlikle açılamaz” der gibi başlarını sallamış, çevresine göre daha akıllı bilinenler, kapıya yanaşmış, sağını-solunu incelemiş ve açamayacaklarını dile getirmişler. Bu akıllı insanlar da kapıyı açamayacaklarını söyleyince saraylılar sorunun tahmin ettiklerinden de büyük olduğunu düşünmüşler. Ve nihayetinde bir vezir, kapının yanına giderek ona şöyle bir bakmış ve elleriyle yoklamış, açmak için farklı yollar denemiş, en sonunda var gücüyle kuvvetlice kapıya yüklenmiş ve kapı açılmış. Herkes şaşkınlık içindeymiş çünkü kapı zaten tam kapalı değilmiş ve açmak için yalnızca deneme arzusu ve yürekli davranma cesareti gerekiyormuş. Kral, vezire dönmüş ve ona şu sözleri söylemiş: “Sadece gördüğüne ve duyduğuna bağlı kalmadan kendi gücüne güvendin ve denemeyi göze aldın. Bu yüzden saraydaki önemli görevi sana veriyorum”. 

Evet, insanın kendine ve yapabileceklerine inanmasıyla neler olabileceğine, sonuca nasıl varılabileceğine güzel bir örnektir yukarıdaki hikâye. İnsanlar, hayata ve diğer insanlara karşı önyargılıdır, zoru görünce, denemeden çabucak vazgeçiverir oysa ki bir inansa, içinde yeteneklerini ortaya çıkarabilecek bir dünya keşfedilmemiş potansiyel olduğunu anlayabilecektir. Bir insan, başarılı olmayı kafasına koymuşsa “yapamam” “bende bu yetenek yok” sözcüklerini de sürekli olarak tekrar etmiyorsa, kendini güçlü hisseder ve eninde sonunda başarır.

Zengin, ünlü ve başarılı olarak bildiklerimiz, bizimle aynı donanıma sahiptir: İki el, iki kol, iki bacak, bir beyin, iki göz. Onlar da bizim gibi yemek yer, uyur, koşar, çalışır, sinemaya gider, bağ-bahçede çalışır. Allah aynı imkanları sana da verdi. Yalnızca, başarılı olanlar bir mazerete sığınmazken, başarısız olanların hep bir mazereti vardır. Unutulmamalıdır ki kolayca mazeret bulan, kolayca vazgeçer ve asla başarılı olamaz. Kaybettiklerinizin kazandıklarınızdan fazla olmasını istemiyorsanız her işe bir mazeret bulmayın, asla vazgeçmeyin ve denemeyi göze alın. Göreceksiniz ki beyninize inanarak “başarılı olacağım” ı yerleştirdiğiniz zaman başarı gelecektir. Bütün zaferler önce beyinde kazanılır. Fatih Sultan Mehmet Han, onlarca kez denenmesine rağmen ele geçirilemeyen Bizans şehri İstanbul’u, 54 günlük kuşatmanın ardından 1453’te henüz 21 yaşındayken fethederek emsalsiz bir başarıya imza atmış ve dünya tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır. Orijinal ve tek nüshası Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan ve Fatih Sultan Mehmet Dönemine ışık tutan “Kritovulos Tarihi” kitabında yer alan Fatih’in Fetihten önceki sözleri şunlardır: “Artık daha fazla tereddüt etmeyelim. Fethetmek ya da gerekirse ölümü de göze alarak fethedene kadar ondan vazgeçmemek üzere kararlılıkla ve bütün gücümüzle şehre saldıralım. Ben sizinle beraber ilk saflarda savaşacak, yaşayacağımız zorlukları memnuniyetle paylaşacak, her an başınızda durarak cesur olanlarınızı ve hak edenlerinizi armağanlarla ödüllendireceğim. Herkesi değerine ve göstereceği erdeme göre, tehlikeler karşısında ya da herhangi başka bir askeri alanda sivrilme derecesine göre onurlandıracağım.”

Görüldüğü gibi Fatih Sultan Mehmet Han, İstanbul’u zaten bilinçaltında fethetmiştir. Yapması gereken tek şey hayali gerçeğe dönüştürmek için adım atmaktır. O da bunu inanarak yapmıştır.

Neye, kime, neden inandığını bilen ve yaşamda ne amaçla bulunduğunu farkında olup da bu doğrultuda çalışan insanların başarısız olması söz konusu değildir. Sizin kitabınızın yazarı, sizsiniz. Che Guevara’nın sıklıkla kullandığı bir sözü ile bu haftaya merhaba demek istiyorum: “Belki hiçbir şey yolunda gitmedi; ama hiçbir şey de beni yolumdan etmedi! Hayatta öyle seçimler yap ki kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin.”