Abdulhak AKPOLAT - İl Başvaizi


BAYRAMIMIZ YENİ BAYRAMLAR DOĞURSUN

KONUK YAZAR


İslâm Âlemi olarak rahmet, mağfiret ve bereket mevsimi Ramazan-ı Şerif’in sonunda yeni bir bayrama daha kavuşmanın sevinç ve mutluluğunu yaşıyoruz. Bizlere böyle bir sevinç ve mutluluğu yaşatan Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. 

Bayramlar, bizleri istikbale taşıyan ve tarih sahnesinde biz Müslümanlara süreklilik kazandıran en müstesna zaman dilimleridir. İman kardeşliğinin tezahür sahneleri bayramlar, Müslüman kalma şuurumuzu sürekli diri tutan şeâir-i diniyyedendir. Bayramlar, zamanı başka zaman, cihanı başka cihan eyleyen, mahzun gönüllere sevinç ve müjde tattıran, coşku ve barış rüzgârlarının dalga dalga yayıldığı ulvî zaman dilimleridir. Bu coşku, bayram sabahında bayram namazı ile birlikte tekbirlerle gürleşir, gönülden gönüle, evlerden evlere taşınır; sokaklara, meydanlara taşar; müminlerin yüzünde ve sesinde hayat bulur. 

Bayramlar, her yıl gelip geçen sıradan bir tatil günü değil, insanî ve İslamî güzelliklerin birlikte yaşandığı, birlik, beraberlik, sevgi ve saygının en güzel örneklerinin sergilendiği, toplumun bütün kesimlerinin birbiriyle kaynaştığı paylaşma ve dayanışma günleridir. Bayramlar mutluluğun, sevincin, muştunun hakkını verme günleridir.

Ancak bugün üzülerek görüyoruz ki birçok İslam beldesinde Rabbin yüce katında bayramı hak ettiği halde, savaş, şiddet ve terör gölgesinde bayramını bayram gibi yaşayamayan kardeşlerimiz var. Bu kutlu ayda bile, insanlıktan nasibini alamamış kişilerce katledilip, daha bayramlığını giyemeden bembeyaz kefene sarılan küçücük masum çocuklarımız var. Öpülesi elleri evlat kanına bulaşmış, yüreği atılan bombalarla parça parça edilmiş analarımız, çaresizlik girdaplarına itilmiş babalarımız var.

Bayrama barış, umut ve güven içinde ulaşan bizler, bugün umutsuzluğu gönüllerimizden söküp, bizden bayram neşesi bekleyenlere beklediklerini ikram etmeli; bayramın sevincini, neşesini dua, tekbir ve selamlarla önce kendi içimizde duymalı sonra da bayrama acıyla, gözyaşıyla ulaşabilmiş kardeşlerimize bunu en kalbi ve samimi duygularımızla hissettirmeliyiz.

Bayramlarda evlerden evlere taşınan armağanları, gönüllerden gönüllere taşıyalım! Hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirelim. Özellikle varlık sebebimiz olan anne ve babalarımızı unutmayalım ve onların hayır dualarını alalım. Evlerimizin canlı bayramları olan çocuklarımızı, kuşatıcı bir sevgi ve kardeşliği yaşadığımız bu ibadetin coşkusu ile tanıştıralım. Bize sığınan kırık kalpleri onaralım, gönlümüzün kapılarını Allah’ın biçare misafirlerine açalım. Bayram günlerinde mültecilerin, yetimlerin, yaşlıların ve engellilerin gönüllerini imar edelim. Toplumumuzun yetimleri sokak çocuklarımızı, yoksulları, vatan uğrunda canını feda eden aziz şehitlerimizin emaneti olan eşlerini ve yavrularını ihmal etmeyelim. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri, yara alan kardeşliklerimizi onarmayı unutmayalım. Yüreklerin en ağır yükü olan küskünlüklere son verelim. Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım. Ve şunu asla unutmayalım! İnsanlığın ümidiyiz biz. Bayramı kendi adımıza değil, insanlık adına yaşayalım. Bayramımız, yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz, yeni sevinçlerin toprağı olsun. Huzurumuz, nice huzursuzlukların çaresi; mutluluğumuz, tüm insanlık ailesinin acılarına teselliler sunsun. Bayramınız mübarek olsun!

Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin, gönül coğrafyamızın ve İslâm âleminin mübarek Ramazan bayramlarını en içten duygularla tebrik ediyor, insanlığın barış, huzur ve saadetine vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.