Doç. Dr. Zeliha Tekin


ÇEVREYİ GÖZETMEK: CERES İLKELERİ

TEKİN’CE KÖŞE YAZISI


“İklim değişikliği” ve “çevre” konuları artık haber bültenlerinde ve gazetelerin ilk sayfalarında sıklıkla yer alan konulardandır. Son on-on beş yıldır bu konu hakkında daha fazla belgesel ve film çekilmektedir. Sanayileşmenin artan hızıyla orantılı sayılan hava kirliliği karbondioksit miktarını artırmış, insan faaliyetleri neticesinde de sera gazlarının salınımında artış yaşanmış ve küresel ısınma gerçekleşmiştir. Tüm bunlar bizleri-dünyamızı, buzulların erimesi, havanın daha da ısınması, kuraklık, suların çekilmesi ya da suların/okyanusların yükselmesi, hayvan ve bitki türlerinin/çeşitlerinin azalması sonuçlarını doğuran (küresel) iklim değişikliği ile yüz yüze getirmiştir. Önlem alınmadığı takdirde, iklim değişikliklerinin olumsuz etkilerinden (sağlık, ekonomi, göç vb.) uzun vadede gençlerimiz daha fazla etkilenecektir.

Madem iklim değişikliği ve çevre diyerek söze başladık o vakit tanrıça Ceres’ten söz etmenin de zamanı gelmiştir. Latince “büyüme, çoğalma” anlamlarına gelen “-ker” kökünden türetilen Ceres, Roma mitolojisinde anne sevgisinin sembolü, tahılların ve bitkilerin tanrıçasıdır. Satürn ve Rhea’nın kızı; Jüpiter’in eşi, Neptün ve Plüton’un kız kardeşidir. Yunan mitolojisinde de Demeter olarak bilinir ayrıca Sicilya’nın baş tanrıçasıdır. Eleusis ve Sicilya Ovalarında Ceres’e tapanlar vardır. Tarım ve bereket tanrıçası Ceres, tarlaların sürülmesi, tohum ekme ve hasat ile ilişkilendirilir. Hesiodos bir eserinde Ceres/Demeter’den şöyle söz eder:

Ektiğini zamanında biçmeyenin,

Ambarlarını Demeter buğdayı ile doldurmayanın,

Birileriyle kavga etmeye hakkı var mı?

Sen ilk olarak kendi işine bak,

Daha sonra başkalarıyla ilgilenirsin.

İlkbaharda havalanan ve çapalanan toprak,

İnsanı daha sonra mutlu kılar.

Dinlenmeye bıraktığın toprak uğurludur, çocukları üzmez.

Zeus’a ve beyaz yüzlü Demeter’e yalvar, ayın ortasındaki yedinci günde,

Büyük bir keyifle Demeter’in altın buğdayını toplasın.

Shakespear’ın Ceres miti üzerine bir sözü vardır: “Ceres’in hayır duası üzerinize olsun”

İnsanlara doğa yasalarını, tarımı öğretmekle bilinen Ceres, Amerika’da 1989 yılında çevreci grupların oluşturduğu bir konsorsiyum tarafından kaleme alınan Ceres İlkeleri’ne de ilham kaynağı olmuştur. Şirketlerin çevrenini korumalarına ve kirliliğin azaltılmasına ilişkin etik kurallar içeren Ceres ilkeleri, biyosferin korunması, doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımı, atıkların azaltılması ve tasfiyesi, enerji kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir enerji kaynaklarının kullanılması, çevre, sağlık ve güvenlik risklerinin en aza indirilmesi, tüketicilere güvenli ürün ve hizmetler sunulması, çevrenin onarımı, halkın bilinçlendirilmesi gibi konular üzerinde durmaktadır.

Bir Kızılderili sözü ile bu haftaya da merhaba diyelim: “Son ırmak kuruduğunda, son ağaç yok olduğunda ve son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyen bir şey olduğunu anlayacaktır.”

Sürdürülebilir bir yaşam ve çocuklarınızın güvenli bir geleceği için bağınızın, bahçenizin, tarlalarınızın hatta bir avuç toprağınızın dahi kıymetini bilmeniz dileğiyle…