Gençlik, milletlerin geleceği ve en önemli güç kaynağıdır. Bunun için her millet, kendi geleceğini güvence altına almak, milli ve manevi değerlerini yükseltip geliştirmek maksadıyla bilgili, çalışkan ve üretken nesiller yetiştirmeye önem vermek zorundadır. Çünkü gençlerini iyi yetiştirmiş olan milletler güçlü ve sağlıklı bir yapıya kavuşmuş olurlar. Eğer gençlik ihmal edilir, iyi eğitilmez, uyuşturucu ve alkol bataklığına, yıkıcı veya bölücü akımların ağına düşmeye müsait bir ortamda kendi başına bırakılırsa, o zaman pek çok problem ve sıkıntılarla karşı karşıya kalınır ve o milletin geleceği de tehlikeye girmiş olur.
Gençliğin, uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklardan uzak durmaları, yıkıcı ve bölücü akımlara kendilerini kaptırmamaları, bu tuzaklara düşmemeleri için hem devlete, hem ailelere, hem yazılı ve özellikle görsel medyaya ve hem de gençlerin kendilerine görev düşmektedir. Gençlerin, söz konusu zararlı alışkanlıkları edinmemeleri, diğer bir ifadeyle bu tuzaklara düşmemeleri için; gençlere sevgi ve şefkatle yaklaşılmalı; onlara, Allah ve Peygamber sevgisi, helal-haram, günah-sevap duygusu, sorumluluk bilinci aşılanmalı, gençlik dönemi sorunlarıyla ilgilenilmeli, hataları affedilmeli, arkadaş çevresi kontrol edilmeli, gittiği yerler bilinmeli, alınması gereken tedbirler varsa zamanında alınmalı, zararlı alışkanlıkların kötülükleri anlatılmalı ve onlarla konuşulmalıdır.
Gençlik devresi, insan hayatının en kritik ve en sorunlu devresi olduğu için gençler bunun farkına varamayabilirler. Gençlere bu dönemin kıymetini iyi anlatarak, etkili bir rehberlik yapma görevi öncelikle ailelerin ve eğitimcilerin görevi olduğunu söylememiz herhalde yanlış olmaz. Çünkü genç insan; fizyolojik, ruhsal, duygusal, eğitim ve öğretim, terbiye ve ahlak ve her türlü alışkanlıklar bakımından gelişim ve değişim süreci içerisindedir. Yetişkinliğine ve yaşlılığına da bu dönemde hazırlanır. Eğitimini bu dönemde yapar, mesleğini bu dönemde kazanır, aile yuvasını bu dönemde kurar. Atalarımız; “Ağaç yaş iken eğilir.” sözü ile gençlerin ihmal edilemeyeceğine, faydalı bilgilerle donatılmasının gereğine, bulundukları devrede iyi ve güzel alışkanlıklarla iyi bir eğitim almalarının lüzumuna, bu devreden sonra artık bunların zor olacağına ve belki mümkün olamayacağına işaret etmektedirler.
Evet, gençler ihmal edilemeyecek değerlerdir. Çünkü onlar, bizim geleceğimizdir. Gençliğine sahip çıkan, onları her türlü tehlikeden, alkol ve uyuşturucu gibi hayatı karartan kötü alışkanlıklardan koruyan, onların iyi bir eğitim almasına imkan ve fırsatlar temin eden, birlik ve beraberliği bozucu her türlü bölücü ve yıkıcı faaliyetlere karşı gerekli kazanımları gençliğine sağlamış olan milletler geleceklerinden emin ve güven içerisinde birlik ve beraberlik ruhu ile tarih sahnesindeki yerlerini korurlar. Çünkü bir milletin geleceği gençlerin iyi yetiştirilmesine bağlıdır.
Bu nedenle, yetişkinler, eğitimciler ve aileler olarak bu konudaki sorumluluğumuzun çok önemli olduğunu bilmemiz, zaman zaman kendimizi bu anlamda neler yapıyoruz, daha neler yapabiliriz diye sorgulamamız gereklidir. Sonuç olarak gençlerimiz, bizim ümitlerimiz ve yarınlarımızdır. Onları ne kadar dini ve manevi değerlerimize göre yetiştirir, ailevi, ekonomik, kişisel sorunlarıyla yakından ilgilenir, özellikle ruh sağlıklarını bozucu her türlü etkiden koruyup, aile hayatını teşvik ederek sağlıklı bir hayat biçimine kavuşturursak, hem aile olarak hem de ülke olarak geleceğimizden o oranda emin oluruz. Yüce Rabbimiz; şu güzel yurdumuzu gönül rahatlığı ile emanet edebileceğimiz bir nesli yetiştirmeyi, ülke ve millet olarak bu sorumlulukla gençlerimize yaklaşmayı, dini ve manevi duyarlılıklarla donanımlı bir gençliğe sahip olmayı bizlere nasip etsin.
