Doç. Dr. Zeliha Tekin


HASTA ÇAĞIN HASTA İNSANLARI

TEKİN'CE KÖŞESİ


İnsan, kendini ve alemi farkına vardığında zaman ve mekân sıkışıklığından kurtulur. Doğadaki müthiş tasarımı, evrenin düzenini ve insanın derinliklerini göremeyen insan ise dünyadaki tek önemli varlığın kendisi olduğu yanılgısıyla ve keyfiyetiyle hareket ederek insanı ve doğayı menfaatlerine kurban eder; materyalist bir yaklaşımla, onları canının istediği gibi kullanmaya başlar. Gün geçtikçe içinde yaşadığı topluma ve doğaya yabancılaşan insan, bin parçaya bölünür ve ilk katkısız halinden uzaklaşır. İnanç boşlukları, narsisizm, bir koca günü yalnızca zevk ve ten tatmini için harcama, lükse olan düşkünlük, kolay yoldan çok para kazanma hırsı, faiz ve tefecilik, koltuk sevdası, her geçen gün artan çıplaklık arzusu, madde bağımlılığı, öfke patlamaları, artan kadın cinayetleri ve çocuk tacizleri hasta çağın en belirgin özellikleridir. Bu hasta çağda dolandırıcılık, ticarette hile, hırsızlık normalleşir; yalancılık günü kurtarma aracı olur. Toplumda zulüm ve haksızlık artar. Bu sebeplerden hasta çağın toplumları yalnızdır, kardeşine yabancıdır, bencildir ve kördür. Bu körlük ancak, toplumların ilme, bilime verdikleri artı katkı ve toplumda işlerin adil şekilde yürütülmesi ile ortadan kaldırılabilir. Bir toplum, Mao, II.Leopold, Stalin ve Hitler gibi insanlık tarihinin en kanlı diktatör liderlerine sahip değilse, halk, Şuayb kavmi gibi ölçü ve tartıda hile yapmaz ise, Hud kavmi gibi zenginliklerin kibrine kapılmaz ise, Karun gibi zenginliğe güvenmez,  ise toplumsal çöküş yaşanmaz ve ruh sağlığı korunarak toplumun doğal yapısı bozulmaz. Hz. Ali’nin dediği gibi, “mal zamanla eskir, bozulur ve mülk yok olabilir ama ilim, hiçbir zaman eskimez, çürümez ve bozulmaz” İlim ve bilimle donatılan toplumlar da tıpkı böyledir. Bozulmazlar ve hasta olmazlar. İlim ve bilimle yoğrulmanız dileğiyle…

Üç Dünya

 

İnsan,

Yaşar, üç türlü şu üç dünyada:

Evvela:

'Şunu sevdim, bunu sevdim!' diyerek

Ömrü sevmekle geçer.

Sözde olgunlaşır ondan sonra:

'Şunu yaptım, bunu yaptım!' diyerek

Ömrü saymakla geçer.

İhtiyarlıkta tanır dünyayı:

'Kahpe dünya!' diyerek

'Hey gidi dünya!' diyerek

Ömrü sövmekle geçer.

 

-Orhan Seyfi Orhon-