Abdulhak AKPOLAT - İl Başvaizi


İNTİHAR ETMEK, BÜYÜK GÜNAHLARDANDIR

KONUK YAZAR


Yüce Allah, insanı en şerefli bir varlık olarak yaratmıştır. İslam Dini, şerefli olarak yaratılan insanı koruyacak her türlü prensibi ortaya koymuştur. Dinin, malın, namusun ve neslin korunmasına yönelik alınan tedbirler bu ilke ve prensiplerdendir. Yüce Dinimizin koruma altına aldığı ilkelerden birisi de canın korunmasıdır. Bu konuda Peygamber (sav) veda hutbesinde: "Bu gününüz, bu ayınız ve bu beldeniz saygı değer ve dokunulmaz olduğu gibi kanlarınız, canlarınız ve namusunuz da saygı değer ve dokunulmazdır.” (Buhârî, İlim 9, 37, Hac 132.) buyurmuştur. 

            Yüce Allah canın korunmasını emrederken, gerek başkalarının hayatlarını sonlandırmak adına işlenen cinayetleri ve gerekse kişinin canına kıyarak kendi hayatını sonlandırma olan intiharı yasaklamış ve bunu büyük günahlardan saymıştır. Allah tarafından insana verilen en temel hak ya‏şama hakkı‎dır. Kimsenin Allah'‎ın verdiği canı almaya hakk‎ı yoktur. Allah’a kulluk için yaratı‎lıp imtihan için yeryüzüne gönderilen insanı‎n dünyaya gelmesi kendi elinde olmad‎ً‎ığı gibi dünyadan ayrı‎lması‎ da kendi iradesinde değildir. İnsan, Allah'‎ın verdiği canı en güzel ‏şekilde değerlendirerek sonuna kadar muhafaza etmek zorundadır.

            Bir insan‎ın ne kendisini ne de bir baş‏kas‎ın‎ı öldürmeye hakk‎ı vardır. Yüce Allah, Kur'ân-‎ı Kerim'de haks‎ız yere cana k‎ıymayı‎ haram kı‎lmış‎‏, cezası‎n‎ın ebedi kal‎ınacak Cehennem olduğunu bildirmi‏ştir. (Nisa, 4/93.) Allahu Teala “Kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah size karşı çok merhametlidir.”(Nisa, 4:29.) buyurmuştur. Peygamber (sav)’de, intihar eden kimsenin cehenneme gireceğini oradaki cezasının, intihar şekline uygun olarak verileceğini haber vermi‏ştir. (Buhâri, Cenâiz, 84.)

            Önceleri özellikle gayr-i müslim toplumlarda görünen intihar hadiselerini, maalesef son yıllarda müslüman toplumlarda da görmek bir hayli üzüntü vericidir. İmanî ve ahlaki değerlerin kaybolması neticesinde birtakım olumsuzluklar sebebiyle kendisine güvenli bir sığınak, sağlam bir dayanak bulamayan kişiler; kendi hayatlarını sonlandırmayı, intihar etmeyi son kurtuluş çaresi olarak görebilmektedirler. İntihar; ümitsizliğin, çaresizliğin, acının ve ızdırabın dramatik bir sonucudur. Bu dünyaya imtihan için gönderildiğine inanan bir kişi, inancının gereği Allah’a güvenir ve dayanır, asla ümitsizliğe ve karamsarlığa düşmez. Sıkıntılara göğüs germek, acıya ve kedere karşı sabretmek, şartlar ne olursa olsun Allah’a olan inanç ve güveni kaybetmemek müslümanın temel karakteri olması gerekir. İslam Dini, hayatta karşılaşılan sı‎kı‎nt‎ı ve problemlerin birer imtihan, bunlara kar‏‎şı sabı‎r göstermenin iyi bir müslümanın özelliği olduğunu bildirmektedir. 

            O halde Allah’ın verdiği bu can emanetini, ruhumuz bedenden ayrılıncaya kadar koruyalım. Maddi ve manevi sıkıntılara karşı sonuna kadar sabredelim. Gerçek sığınağın Yüce Allah olduğunu bilelim ve O'na yönelelim. İntihar etmekle dünyevî problemlerini çözeceğini düşünen kişinin; öncelikle dünyadaki sevenlerini üzeceğini, hemen gideceği kabir ve ahiret hayatında daha büyük sıkıntılarla karşılaşacağını unutmayalım. Ruh bedenden çıkmadıkça Allah'tan ümit kesilmez. Her geceden sonra gündüz, her zorluktan sonra bir kolaylık vardır. Kulun Allah'a yönelerek yardım istemesi, sıkıntı ve problemlerin çözümünün başlangıcıdır. Yüce Allah beklenmeyen yerlerden kolaylıklar ihsan eder. O'nun her şeye gücü yeter. O, mutlak güç sahibidir. Allah’a dayanan O’nunla güç kazanır.