Muş Basın Muş Basın


ÖLENLER ÖLDÜ BOŞVER BİZ HALAY ÇEKELİM!


Dünya coğrafyasının her köşesinde zulme uğrayan ve isimleri tarihten sonsuza kadar kazılmaya çalışılan bir ümmet, bir ırk var. Bütün hainler hep bir ağızdan söz birliği yapıp, haç altında birleşip, topyekûn temizlemek için mücadeleye tutuştukları bir din ve bir millet. Arakanda, Budist akbabalar, Uygur özerk bölgesinde, köpek ve cenin yiyen Çinli yamyamlar, Filistin´de Allah´ın lanetine dûçâr olmuş İsrailoğulları, Suriye´de tüm emperyalist köpekler ve sözüm ona kendini İslam olarak tanıtıp, Sünni Müslümanları katleden şeytanın kılıcı İran. Bir de aramızda bizim gibi görünen fakat haçlı ittifakının kuklalığını yapan, insan desem insan olmayan, hayvan desem hayvan olmayan, yaratıklar güruhu var. Bunların ise tek amacı, kendi çıkar ve menfaatleri. Kim önlerine bir parça kemik atarsa ona yaltaklanan şereften yoksun, mertlikten bihaber, yaratıklar.  Allah´ın gazabı onların üzerlerine olsun.

Dün arkadaşlarımdan biri, bir fotoğraf paylaştı. 3-4 aylık bebek fotoğrafı. Kundakta daha. Buram buram cennet kokan bir bebek, bebekler cennet kokar bilirsiniz. Alnının tam çatısından kurşunu yemiş. Gözleri kapalı. Hafif bir tebessüm var suratında. Yer Suriye. Ölen bebek ise yine Müslüman. Bu bebeğin kanına giren ise yine melunlar ittifakı.

Gün geçmiyor ki, şehit haberi almayalım. Gün olmuyor ki, anaların gözyaşlarının akmadığı. Ve artık bu acıları yaşaya yaşaya, olağan bir şeymiş gibi görmeye başlamak. İşte en acısı ve en çok koyanda bu, insana. Eskiden, köyde ya da mahallede biri, hakkın rahmetine kavuştuğunda, merhuma ve merhumun ailesine saygıdan dolayı, radyolar televizyonlar açılmaz, sokak ortasında tebessüm bile edilmezdi. Amaç, bizde sizinle aynı acıyı paylaşıyoruzdu. Şimdi ise bir Fatiha okunmaya bile gidilmez oldu.

Onlarca şehit haberi gelirken, televizyon ekranlarında halaylar çekilmesi normal, Hanife´nin bugünkü talibinin kim olacağı, gündemin en önemli olayı olup, reyting rekorları kırmaya başladı. Bu tür özümüze aykırı TV programları ile insanların algıları başka yönlere çekilip, beyinleri uyuşturulmaya başlandı. Artık şehit haberlerini umursamaz, Müslüman kadın ve kızlarının namusunu ekranlardan alenen seyretmekte zevk vermeye başladı. Bununla birlikte aile kavramı önemini yitirdi. Tecavüzler, boşanmalar ve şiddet arttı.

Savaşlarla, ikiyüzlü politikalarla teslim alamadıkları bizi, evirerek kendilerine dönüştürdüler. Ve tek kurşun atmadan sahip oldular. Kaldı ki, olay kurşun atmaya gelse bile beyinleri uyuşmuş, fikirleri yalnız zevk-i sefaya çalışan ve geçmişinden haberi olmayan bir millet, ne kadar koruyabilir ki vatanını, namusunu ve şerefini. Yazımı Hz. Muaviye´nin,  Hz. Ali´ye göndermiş olduğu bir haberle ve bu haberin çözümlemesi ile bitirmek istiyorum.

Hz. Muaviye, Hz. Ali´ye: ?Baktığı devenin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyeceklerden kurulu, yüz bin kişilik bir orduyla üzerine geliyorum.? diye haber gönderir.

Hâlbuki çok enteresan bir sözdür bu. "Baktığı devenin erkek mi yoksa dişi mi olduğunu bilemeyecek" kadar kültür seviyesi, zekâ durumu, mantık ve muhakemesi zayıf olan insanları iyiye de yönlendirmek mümkün, kötüye de...

Rabbim bizi, akıl durumu iyi, mantık ve muhakemesi yüksek kullarından eylesin. Kalın sağlıcakla.