Bir zamanlar biri fakir diğeri zengin olan iki keşiş varmış. Bir gün fakir olan keşiş zengin keşişe: “Ben Güney Denizine gitmek istiyorum” demiş. Zengin keşiş: “Ama nasıl, ne ile gideceksin?” diye sormuş. Fakir keşiş: “İhtiyacım olan yalnızca bir şişe ve bir kâse” diye cevap vermiş. Zengin keşiş: “Senelerdir oraya gitmek için bir gemi kiralamak istedim, fakat hala gidemedim. Oraya gidebileceğine dair bir düşünceye nasıl kapıldın?” demiş. Aradan bir sene geçmiş fakir keşiş Güney Denizi’nden dönmüş ve iki keşiş tekrar karşılaşmış. Fakir keşiş yolculuk hikayesini zengin keşişe anlatırken zengin keşiş utancından başını dahi kaldıramamış…
Hikâyede anlatıldığı üzere “kolay” ve “zor” olanı siz zihninize kodlarsınız. Eğer yeterli çabayı göstererek amacınıza doğru hareket ederseniz, istediğiniz her şeye kavuşursunuz. Ne güzel demiş Montaigne, şair Marcus Martialis’in dizelerine de atıf da bulunarak: “Bir amaca bağlanmayan ruh, yolunu kaybeder; çünkü her yerde olmak her yerden uzak olmaktır. Her yerde olan hiçbir yerde değildir.” Ruhunuzu bir amaca adamamışsanız ve varoluş amacınız için çaba harcamıyorsanız yolunuzu kaybetmeniz kaçınılmazdır.
Arşimet bir keresinde şöyle diyordu: “Bana duracak bir yer verin, yeryüzünü hareket ettireyim.” Böyle bir odak noktası, amacı olan her insan tarafından belirlenmelidir. Çünkü başarılı insanlara baktığınızda odaklandıkları şeyin, daima hedefleri olduğunu görebilirsiniz. Bu gibi insanların açık ve net hedefleri vardır ve onlar için imkânsız diye bir şey yoktur. Başarılı insanlar, her zaman bir sonraki başarısını düşünerek yeni bir skor peşinden koşarlar.
Önceliklerinizi belirleyerek kendinizi varoluş amacınıza adarsanız zamanınızı daha verimli geçirebilir, sevdiğiniz insanlara, ailenize ve hobilerinize daha fazla yer açabilirsiniz. Tıpkı Goethe’nin dediği gibi: “İnsan kendini adayana kadar, duraksama, geri çekilme şansı ve her zaman etkisizlik vardır. Girişimi ve yaratıcılığı ilgilendiren bütün işlerde bir tek temel gerçek vardır ki onun gözden kaçırılması sayısız fikrin ve muhteşem planın sonu olmuştur: İnsanın kendini kesin olarak adadığı anda İlahi Takdir de harekete geçer. İnsana yardımcı olmak için öyle şeyler olur ki bunlar başka bir durumda asla olmayacak şeylerdir. Verilen karar ile bütün bir olaylar silsilesinin akışı başlar; hiçbir insanın karşısına çıkacağını hayal bile edemeyeceği kestirilemez olaylar, toplantılar ve maddi yardım o kişinin lehine bütün olanaklarıyla birlikte kendini gösterir.” Gerçekten de kim olduğunuzu ve öz değerinizin nereden kaynaklandığını bilirseniz hayatınızdaki büyük resmi görebilirsiniz.
Şimdi siz de hayatınızın kontrolünü elinize alın ve yaşam felsefenizden hareketle önceliklerinizi yeniden düzenleme hareketinizi başlatın…Amacı olan bir hayat yaşayın, çünkü insanın hayatı varoluş nedenini keşfettiğinde başlar ve bunu hayatının ne kadar erken döneminde keşfederse onun için o kadar iyi olur. Böylelikle kendini, insanları ve başka canlıları düşünmeye adayabilir.
