Tahsin ÖTGÜÇ - Emekli Müftü


SURİYEDE ÇOCUK OLMAK

KONUK YAZAR


Dünya üzerinde yaşayan insanların sahip oldukları hakların başında, yaşama hakkı gelir. Zira bu hak olmadan diğerlerinin bir anlamı olmaz. İnsana hayat hakkını veren Allah tır. Allah (cc) insana verdiği yaşama hakkını, kendisi ya da bir başkası tarafından zarar verilmesini yasak kılmıştır. Günümüz dünyasında bir kısım ülkelerde (Afrika, Filisti, Suriye ve Irak vb) özellikle Suriye’de meydana gelen savaştan dolayı en çok zarar gören açlığa, susuzluğa ve ölüme itilen kadın ve çocuklardır. Savunmasız insanlar şiddetli savaş ortamında çaresiz durumdalar. Elektrikleri kesilmiş, sular akmıyor, yiyecekleri ve sığınacakları evleri kalmamış, hastaneler yerle bir edilmiş. Hasta ve yaralı olanlara tıbbi müdahale sığınaklarda yapılabiliyor. İlaç olmadığı için usulüne uygun cerrahi müdahale yapılamıyor. Tam bir insanlık dramı.

Bir televizyon ekranında gördüm. Suriye de devam eden savaşta yaralanmış 5 yaşında bir çocuğu doktor sığınakta ilaç olmadığı için uyuşturmadan ameliyat yapıyor. Çocuk acısını bastırmak için Kuranı Kerim okuyor. Bu manzarayı gören her akli selim insan kendisini ağlamaktan alıkoyamıyor. Bir başka iğrenç manzara, yine Suriye de. Askerler bir eve girmişler, 2 ile 3 yaşlarında bir çocuğu çıplak bir şekilde banyo küvetinden çıkmasına mani oluyorlar. Küçücük çocukla alay edip onu korkutuyorlar. Ekranları gibi, gülüp oynama imkânından yoksun, evinden barkından olmuş, beklide anne babası şehit edilmiştir. Sadece ve sadece hayatta kalmak isteyen derdini kimseye anlatamayan biçareyi kendi öz vatanında ve evinde rahat bırakmamak insan ve insanlık dışı bir eylemdir. Dünya tarihinde bu kadar alçalmış insanlar görülmediği gibi, sur iyedeki gibi bir savaşta görülmemiştir, görülemez de. Cahiliye Arap devrinde böyle bir manzara görülmemiştir. Medeni olduklarını söyleyen dünya insanlığına, bu ve buna benzer manzaralar yakışmasa gerek.

Suriye’deki çocukların da çocukluklarını yaşama hakları var. Kendi vatanlarında arzu ettikleri gibi, arkadaşlarıyla birlikte olma hakları var. Anne babalarıyla birlikte geleceklerine güvenle bakma, okullarında derslerine devam etme hakları var. Karınlarını doyuracak bir dilim ekmek, soğuktan koruyacak bir sığınak onlar için çok şey demek. Ne hikmetse dünyanın gözü önünde savaşın en çok mağduru çocuklar olduğu halde, adeta çocuklar katledildiği halde hiçbir şey yapılamıyor. Dünyanın gözü önünde insanlar katlediliyor, bu yönüyle savaş değil sanki bir insan katliamı gibi. Suriye deki çocukların üzerlerindeki yük kendileri için çok ağır ve dayanılmaz haldedir. Sokağa oymaya çıkan çocuklar üzerlerine düşen bir füze ya da bir bomba parçasıyla yaralanıyor veya ölüyorlar Onlar bunu hak etmiyor. Buradaki çocuklar masum bakışlarıyla dünyaya haykırarak sesleniyorlar. Bizleri bu vahşetten kurtarın diye. İnsana ait her haktan mahrum olan, hayatla memat arasında yaşama tutunan biçareler. İşte Suriye de çocuk olmak.

“Çocuklar ve kadınlar Allah’ın size verdiği birer emanettir”, buyuran evrensel Peygamberimiz Hz Muhammed (sav) in ümmetiyiz biz. Savaş bölgelerinde ölümle karşı karşıya bırakılan insanlara yardım etmemiz gerekiyor. Bizlerin de çocukları, aileleri, esi, dostu var. Onların kılına zarar gelmesini arzu etmeyiz. Bizler Müslüman olarak kimsenin zarar görmesini istemeyiz. Bizler savaş meydanında esir düşen düşman askerine matarasından su veren ecdadın torunlarıyız. Çünkü insanlık bunu gerektiriyor. Ancak Suriye’de insanlık ölmüş. Dünyadaki biçareler bizden, özellikle bizden yardım bekliyorlar. Nerede mağdur varsa yardım etmeliyiz. Ediyoruz, edeceğiz. Çünkü biz Muhammed ümmetiyiz. Biz Müslüman Türk Milletiyiz. Ecdadımız Osmanlı İmparatorluğu, gittiği yerlerde adaleti, saygı ve sevgiyi, huzur ve mutluluğu, geleceğe güveni hâkim kılmıştır. Hiçbir kişiye dininden. İnancından, ırkından, mezhebinden dolayı, ayrı muamele edilmemiştir. Canı, malı, haysiyet ve şerefi korunmuştur. Çünkü insanlık bunu gerektir yordu. Ancak Suriye’de yaşayanlar bu değerlerden mahrumdur. Bir taraftan PKK ve diğer benzeri terör örgütlerinin zulümleri, diğer taraftan kralın acımasız tutumları halkı perişan duruma itmiştir. Bu bölgeye en çok yardım eden Türkiye’dir. Ülkemizden uzanan yardım eli sayesinde mağdur ve mazlum durumda olanlar, rahat nefes alır duruma gelmiştir.