Abdulhak AKPOLAT - İl Başvaizi


TOPLUMUMUZU TEHDİT EDEN EN ÖNEMLİ UNSUR, UYUŞTURUCU

KONUK YAZAR


Cenab-ı Hak, insanı en güzel surette yaratmış ve ona sayısız nimetler ihsan etmiştir. Şüphesiz insana verilen bu sayısız nimetlerin başında sağlık gelir. Zira, sağlık olmadan hiçbir nimet insana huzûr ve saâdet getiremez. Bu nedenledir ki; Yüce Rabbimiz, en kıymetli varlığımız olan sağlık ve sıhhatimizi korumayı bizlere emretmiştir. Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmamamız konusunda her fırsatta bizleri uyarmıştır. 

Peki, insan olarak acaba bizler ne yaptık? Bizlere bahşedilen sayısız nimetleri, özellikle de sağlığımızı ilâhî talimatlara uygun olarak değerlendirebildik mi? Yüce Mevlamızın bize ihsan ettiği onca nimetlerin şükrünü edâ edebildik mi? Gönlümüz bu sorulara “Evet.” diyebilmeyi çok isterdi. Ama ne yazık ki; birçoğumuz bu konuda, tabir câizse yaya kalmaktayız. Bize tevdi ve tevcih edilen görevlerimizi hakkıyla yerine getirmemekteyiz. 

Hem maddi, hem de manevî imkânlarımızı Allah'ın gösterdiği doğrultuda değerlendirmiyoruz. İşte sağlık ve sıhhat nimetinin hali meydanda... Kimimiz onu sigarayla, kimimiz içkiyle, kimimiz de uyuşturucu belasıyla bilerek ve kasden helak ediyoruz. Sağlığımızı; çeşitli ve çaresiz hastalıkların eline, kendi ellerimizle teslim ediyoruz. Sanki beyinlerimiz durmuş, belleklerimiz dumura uğramış gibiyiz. Sağlımıza, bu kötülükleri reva görmemizin bir başka izahını yapan; haklı bir sebebini bilen varsa söylesin... 

Fert ve toplum olarak; ne yazılıp çizilenden ders ve nasihat çıkartıyoruz. Ne de alkol, nikotin ve çeşitli uyuşturucu belasından dolayı, çevremizde elleri, ayakları kesilenlerden ve dayanılmaz acılar içinde kıvranarak intihar edenlerden ibret alıyoruz. Maalesef bugün sağlığımızı ve gençlerimizi tehdit eden en önemli unsur uyuşturucu maddelerdir.

Gençlerimizi uyuşturucu maddelerden korumada en önemli görev, aile ve eğitim kurumlarına düşmektedir. Anne ve babalar, çocuklarının nerelere gittiğine, kimlerle arkadaşlık yaptığına dikkat etmeli, onlarla sağlıklı iletişim kurmalıdırlar. Gençler iman, ahlak ve güzel ameller noktasında takviye edilmeli ve onlara büyük hedefler gösterilmelidir. Şu gerçek hiç unutulmamalıdır: Toplum, ancak ruhen ve bedenen sağlam ve dinamik gençlerle ayakta durabilir. Gençlerimizi kötü alışkanlıklardan uzak tutmak için de daima onlara güzel örnek olmalıyız. Onları şuurlu, inançlı ve ahlaklı kişiler olarak yetiştirmenin, en önemli görevlerimizden birisi olduğunu unutmamalıyız. 

Kötü alışkanlıklara yakalananların, uyuşturucuya mübtela olanların % 43’ü problemli ailelere mensup gençlerdir. Bu nedenle ailede karı-koca kendi aralarında iyi geçinmeli, çocukların yanında tartışmamalıdırlar. Çocuklarına mutlu aile örneği sergilemelidirler. Çocuklarını terbiye ederken şefkat ve merhametle yaklaşmalı; iyi iş yaptıklarında mükafatlandırmalı, hatalarına karşı hoş görülü davranmalı; hatasını düzeltmek için asla tehdide, şiddete ve dayağa başvurmamalı, ikna metodunu tercih etmelidirler. Zira araştırmalar sonucunda uyuşturucu bataklığına düşenlerin çoğunun anne-baba şefkatinden, aile huzurundan ve manevi değerlerden yoksun, kötü çevre ve arkadaş edinen kimseler olduğu görülmüştür. Aile içindeki geçimsizlik, annenin ezilmişliği, babanın katı otoritesi, çocuğa sevgi yerine ceza verilmesi, ailede görmediği sevgiyi arkadaş çevresinde araması, böylece onların etkisinde kalması, gençleri uyuşturucu bataklığına iten en önemli sebeplerin başında gelmektedir.

O halde sevgili anne ve babalar!

Ailemize ve çocuklarımıza sahip çıkalım, geleceğimizin teminatı yavrularımıza ve gençlerimize güzel örnek olalım. Dünyada ve âhirette huzur ve mutluluğun ancak Yüce Rabbimizin emir ve tavsiyelerine uymakla mümkün olduğunu unutmayalım.

Bütün insanlara uyuşturucudan uzak bir ömür dileğiyle!...