Doç. Dr. Zeliha Tekin


ZAMAN DENEN MEFHUM

TEKİN’CE KÖŞE YAZISI


Hayat uzun bir yolculuktur, fakat sürekli meşgul olan insanlar onu kısaltır; dünya oldukça geniş bir mekandır, ancak dar görüşlü insanlar onu daraltır. Çiçekler rüzgârda ve ay ışığı da karda dans eder, bunlar son derece güzel manzaralardır; ancak endişeli insanlar telaşla hareket eder ve gözleri önünde bulunan mucizeleri kaçırır. -Hong Ying Ming: Tending the Roots of Wisdom-

Yaş aldıkça, günlük yaşamda oradan oraya koşturdukça ve rutinler arttıkça zaman daha da hızlı akmaya başlar. Mutlu ve doyurucu bir hayat aynı zamanda uzun bir hayat demektir. Zamanın geçişini hissetmek gerçekten de sevmek, sevilmek, tatminkâr işler yapmak ve anı yaşamakla mümkündür. Hayatımızda zaman kumandamızı elimize alıp hızlı ileri sarma tuşuna basmak istediğimiz anlar çoktur. Ya da elimizdeki kitabın ilk sayfalarını okumadan son kısmını okuyup bitirdiğimiz zamanlar. Oysa ki hayatın güzelliğini ve coşkusunu onu yaşayarak tadarız. Sürekli geçmişe gitmek ya da ileriyi düşünmek anın ihtişamını kaybetmek, kâinatın cezbedici mucizelerine tanıklık edememek demektir. Thomas Mann “Büyülü Dağ” romanında yeni ve farklı deneyimlerin zamana etkisini irdeler ve şöyle der: “Zaman hiçbir kesintiye uğramadan hep aynı akarsa, elimizden kaymaya başlar ve zaman duygumuz, yaşam duygumuzla öylesine bağlantılı ve iç içedir ki bu duygulardan birinin zayıflaması demek öbürünün de acı ve yıpratıcı bir deneyimden geçmesi demektir. Zamanı yeni ve ilginç şeylerle doldurmanın, onun geçmesini sağladığı-aslında kısaltmak demek istiyoruz-, buna karşın tekdüzeliğin ve boş durmanın zamanı ağırlaştırdığı ve onun akışına engel olduğu kanısı yaygındır. Oysa, bu her zaman böyle olmaz. Boş durmak ve tekdüzelilik bir anı ya da bazen bir saati bile uzatıp can sıkıcı bir hale getirebildiği gibi, hiçliğe indirgenene dek, çok büyük zaman dilimlerini bile kısaltıp eritebilir. Tersine, zengin ve ilginç bir içeriğin saati hatta günü kısaltma ve hızlandırma gücü vardır ve böyle durumlarda zaman kanatlanır. Yeni alışkanlıklar edinmenin ya da eskilerini değiştirmenin yaşamı korumak, zaman duygumuzu yoğunlaştırmak, zaman deneyimimizi yavaşlatmak ve böylece yaşam duygumuzu yenilemek için yapıldığını biliyoruz. Yer ve hava değiştirmenin, kaplıcalara gitmenin amacı da budur. Yeni bir yerde geçirdiğimiz birkaç gün diri, yoğun ve rahat akar. Sonra, o yere alışıldığı oranda, zamanda, genel bağlamda kısalma oluşmaya başlar ve yaşama bağlı olan ya da bunu umut eden birey, günlerin bir kez daha yoğunluğunu yitirmeye ve uçup gitmeye başladıklarını korkuyla fark eder; son hafta da zaman ürkünç bir hız kazanarak uçup gitmeye başlar.”

Thomas Mann’ın zaman konusunda yazdıklarını doğrulayan kanıtlar İsrailli araştırmacılar tarafından sunulmuştur. Araştırmacılar, kumsalda tatilleri sona eren kişilerle görüşmüşler ve tatilciler orada geçirdikleri süre içinde başlangıçta zamanı çok uzun yaşadıklarını ama tatilin sonuna doğru zamanın çok hızlı aktığını söylemişlerdir.

Vesselam derin mevzudur zaman konusu. Zaman, önce, şimdi ve sonradır; zaman, varoluş ya da yok oluştur. Kişi zamanda kaybolur ya da kendini bulur. Zamanda varsındır ya da yoksundur…